Manifesto

‘ Elektrikli Otomobil, hemen Şimdi ‘

Türkiye’de elektrikli ve hibrid otomobillerin yaygınlaştırılabilmesi ancak Akıllı Ulaşım Sistemini oluşturmaktan geçmektedir.
Bunun için ilk adımımız, kent içi toplu taşıma sisteminin yeniden ele alınması olmalıdır. Elektrikli otomobil konusunda az çok bilgisi olan tüketicinin, aracı tecrübe etme konusunda hiç bir fırsatı bulunmamaktadır. Öncelikle toplu taşımayı yoğun şekilde kullanan tüketiciler için, Otobüs ve Minibüs hatlarındaki araçlar ile Taksiler belli kademelerde elektrikli hale dönüştürülmelidir. Bu uygulama ile öncelikle kent yaşantısı içerisinde halkın belli bir seviyede elektrikli ulaşım konusunda bilinç sahibi olması, deneyimleme şansı bulduğu elektrikli taksi, minibüs ve otobüs hakkında fikir sahibi olması sağlanacaktır.

*** Elektrikli Araç Paylaşım Sistemi Desteklenmelidir ***

İkinci adımımız ise, toplu taşıma dışında şahsi aracını veya paylaşım sistemlerinden araç kullanan tüketiciye ulaşabilmektir. Bunun içinde özellikle filosunda elektrikli ve hibrid otomobillerden oluşan araç paylaşım sistemini desteklemek, bu sistemdeki araçların şehir içi toplu taşıma sistemine entegrasyonunun sağlanması gerekmektedir. Bu sistemin desteklenmesi, yeni markaların, yeni iş kollarının, yeni satış alanlarının oluşmasına destek olacak, minimum çevresel etki ile yine tüketicinin deneyimle şansı bulduğu araçlar hakkında bilgi sahibi olacaktır.

Özellikle tüketici alışkanlıkları konusunda yapılacak bu çalışmaların devamında yine yerel yönetimler ve kamu kurumlarının atması gereken diğer adımlar vardır.
İlk başta yerel yönetimlerin bu konuya ciddiyetle yaklaşması, varsa bu konudaki planları artık demeç vermekten ziyade eylem planlarını yürürlüğe koymaları gerekmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarından başlanmak üzere, yerel belediyelerin mevcut filo çözümleri arasında elektrikli ve hibrid otomobillerinde yer almasını sağlamalı, yüzdesel olarak yarı yarıya bu araçlardan tercih edilmelidir.
Yerel yönetimler, Şehir içi Akıllı Ulaşım Sistemi ile birlikte, nüfus yoğunluğunun fazla olduğu şehir merkezlerinde, kültürel ve turistik bölgelerde, özel anlam ifade eden kent meydanları,park,bahçe ve ormanlık alanlarda, araç giriş-çıkışlarının minimum seviyede tutulacak çalışmalar yapmalı, özellikle sıfır emisyonlu elektrikli otomobiller,minibüsler ve otobüsler için bu bölgelerde geçiş üstünlüğü sağlanmalıdır. Şehir içi yoğun trafik alanlarında elektrikli otomobil ve otobüslere özel şeritler ayrılmalı ve bu şeritleri kullanabilmeleri sağlanmalıdır.

*** ÖTV indirimine Hibrid Araçlarda dahil edilmeli ***

2011 yılında devletimizin büyük bir başarı ile gerçekleştirdiği Elektrikli otomobillere yönelik ÖTV oranlarındaki indirim kapsamına, Hibrid motorlu araçlarda dahil edilmelidir. Özellikle elektrikli hafif ticari araçların ve şehir içi ulaşımda kullanılacak otobüs ve minibüslerin de ÖTV oranları %10’un altına çekilmelidir.
Yeni markalar altında %100 elektrikli otobüs ve minibüs üretimi yapan Firmalar devlet teşviğinden sonuna kadar yararlanmalı, bunun yanında standart araçların elektrikli hale dönüştürülmesi desteklenmeli, Elektrikli Araç Dönüşüm Sistemlerinin önündeki mevzuat engelleri kaldırılmalıdır.

*** Yeni bir iş kolu; Araç Dönüşüm Sistemi ***

ÖTV oranlarındaki indirimin yanında, elektrikli otomobil alacak tüketiciye araç bedelinin %20’si devlet tarafından teşvik edilmelidir. Özellikle ABD ve bir çok Avrupa ülkesinde uygulanan bu yöntem ile devletlerin bir vergi kaybı veya zararı olmamaktadır. Aksine devletler öncelikle çevre açısından konuya yaklaşmakta, ileride doğacak çevresel zararların verdikleri teşvikten çok daha yüksek olacağının bilincinde olmalarından kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan elektrikli araçların yaygınlaştırılması, farklı iş kollarının açılmasına, dolayısıyla işsizlik verilerinin azalmasına, petrole bağımlı ülkelerde cari açığın azaltılmasına yönelik etkili çözümlerden birisidir.

*** Tüketicinin önüne -Al Bunu- diyerek elektrikli otomobil satamazsınız ***

Elektrikli otomobil satmak isteyen Firmalar ise satış politikalarını gözden geçirmeli, Katalog satışından ziyade Tecrübe satışına geçmelidirler. Bunun yanında tüketicinin ilk yıl geçiş sürecini iyi değerlendirmeleri, gerek Akıllı Sürüş programları geliştirerek gerekse promosyonel çalışmalar yaparak sıkıntı çıkabilecek noktaları gidermeleri gerekmektedir. Özellikle aracın şarj edilme maliyetleri ve yöntemleri noktasında ilk yılın bedelsiz sağlanması, aracın garanti kapsamına pil revizesi veya araç geri alım garantisi gibi ayrıca farklı satış enstrümanları getirilmelidir.

*** Raporlar Yalan Söylemez ***

Sonuç olarak;
Otomotiv ve enerji alanında yayınlanan tüm raporlara, tüm rakamsal gelişmelere baktığımızda, önümüzdeki 10 yıl Elektrikli ve Hibrid araçların küresel tüm pazarlarda ciddi oranlarda yer alacağını görmekteyiz. Özellikle Avrupa Birliğinin CO2 emisyon oranları konusunda uyguladığı regülasyonlar yani yüksek CO2 salımı olan araçlara yüksek vergi sistemi, küresel Otomotiv firmalarının da standart yakıtlı araçlardan elektrikli ve hibrid modellerine doğru geçiş yapmalarını mecbur kılmaktadır. Avrupa otomobil pazarına baktığımızda Norveç gibi petrol ülkesinde dahi, elektrikli otomobillerin payı yıllık satışların %14’üdür. Yıllık satış rakamları ortalama 800bin adet olan ülkemizde ise, elektrikli otomobillerin payı %1’in altındadır. 2011 yılında dünya genelinde sadece 45bin Elektrikli otomobil satışı gerçekleşmişken, bu sayı 2015’e geldiğimizde 430bin adete ulaşmıştır. Bu sayıya Hibrid motorlu araçları da eklediğimizde 1 milyon adetlik gerçek bir pazar oluşmuştur. 2020 yılı itibariyle bu pazar 10 Milyon adete ulaşacaktır. Bu satış hedefleri hayale değil, istatiksel verilere dayanmaktadır.

Bu yüzden;
Türkiye’de gelişmiş bir otomotiv üretimi ve yan sanayisi, bununla birlikte kalifiye insan kaynağı mevcuttur. Yapılması gereken bu mevcudiyeti koruyarak, esnek dönüşümler ile elektrikli araçlar pazarına adaptasyonu hızlandırmaktır. Üretim ve satış politikamızda sabit pozisyonu uzun vadeli planlamalı ve koruyabilmemiz gerekmektedir.
Firmalarımız, yerel yönetimler ve devletimiz artık bu gelişmelere gerçek adımlar ile cevap vermelidir. Ortak amacımız bu Küresel Oyunda geride kalmamak olmalıdır.

Bir yanıt yazın