ELEKTRİKLİ ARAÇLAR DERGİSİ

E&H CARS Dergisi / RÖPORTAJ-ISBAK GM Muhammed Alyürük

Konumunda Otomotiv sektörünün ilk ve tek dergisi olan Electric & Hybrid Cars, etkileyici konu ve konukları ile Ocak-Şubat sayısı ile karşınızda.
Dergimizi D&R ve bayilerde bulabilirsiniz veya dijital sayımıza buradan ulaşabilirsiniz. Dergimizin bu sayıdaki röportaj konuğu, ISBAK AŞ Genel Müdürü sayın Muhammed Alyürük oldu.

Akilli-Sehir-Gorsel

Akıllı şehirler kapsamında, ISBAK AŞ’nin kent içi trafik uygulamaları, trafik çözümleri, akıllı hareketlilik ve yarının teknolojileri hakkında detaylı konuşma şansına sahip olduk.
Muhammed bey ile Kağıthane Cendere Yolu’nda bulunan ISBAK A.Ş. Genel Merkezinde gerçekleştirdiğimiz röportajı okuyabilirsiniz.

ISBAK’ın ilkleri;
Türkiye’deki ilk dijital görüntü nakli, trafik kameralarının canlı olarak merkezde izlenmesi, dünyada sayılı ilk mobil trafik uygulaması, markası ve üretimi ISBAK’a ait EDS’nin geliştirilmesi, ilk değişken mesaj sistemi, trafikte yolun açık ya da kapalı bilgilerini veren Led ekranlar…

kup

ISBAK nasıl kuruldu ve çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Muhammed Alyürük:
İstanbul Büyükşehir belediyemizin 28 adet iştirak şirketi bulunuyor. Bu 28 iştirak şirketlerinden bir tanesi de İSBAK AŞ. Aslında biz belediyenin hem en eski ve hem de en köklü şirketlerinden bir tanesiyiz. Şirket 1986 yılında kurulduğunda bakım şirketi olarak faaliyete başlamış, fakat o günün şartlarında rögar kapakları üreten, mezar tabutu üreten, park bahçelere bank üreten, aydınlatma direklerinin döküm kalıplarını yapan bir şirket olarak faaliyet göstermeye başlamış. 1994 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın belediye başkanlığı döneminde bu şirketin değişim ve dönüşümüyle ilgili çalışmalara başlanıyor. 1996 yılında sayın Cumhurbaşkanımızın şirketimizi ziyareti sırasında yaptığı konuşma ile beraber de ilk defa İSBAK‘a ülkenin dışa bağımlı olduğu yerli sinyalizasyon sistemlerinin üretimi için bir misyon yükleniyor. Yıllarca dışa bağımlı olan yabancı sistemler, 1 yıllık ar-ge sonucunda ortadan kaldırılıyor. İstanbul’da yaklaşık 500 adet sinyal sistemi yerli üretilerek burada geliştiriliyor. Aslında bu İSBAK‘ın değişim dönüşümündeki ilk temel taşlarından bir tanesi. dediğim gibi sayın Cumhurbaşkanımızın buradaki etkisi çok büyük. 1998’de ise AR-GE faliyetleri üzerine bir çalışma gerçekleştirmek amacıyla departman kuruluyor. O yıllarda dünyada ilk kez akıllı ulaşım sistemleri başlığı seslendirilmeye başlanıyor. Biz de kendi ar-ge bünyemizde Türkiye’deki ilk dijital görüntü nakli, trafik kameralarının canlı olarak merkezde izlenmesi, dünyada sayılı ilk mobil trafik uygulaması, markası ve üretimi bize ait olan İBB’nin patenti altında olan adını bizim belirlediğimiz İSBAK’ın tescilli bir markası olan EDS’nin geliştirilmesi, ilk değişken mesaj sistemi, trafikte yolun açık ya da kapalı bilgilerini veren Led ekranlar gibi uygulamaları geliştiriyor. 2004 yılına kadar faliyetlerini bu şekilde sürdürdükten sonra bu sefer belediye başkanımız Kadir Topbaş’la beraber yepyeni bir vizyon başlıyor. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştirakiyiz ama Türkiye’de 46 ilde, dünyada da 20 ülkede bu faliyetleri gerçekleştiriyoruz.
2016 yılı itibariyle de akıllı ulaşım sistemlerindeki tecrübesimizi, bu sefer akıllı şehirler projesine aktarıp, hem İstanbulu hem de ülkemizin lokomotifi olabilecek projeleri akıllı şehirler alanında geliştirecek bir hale gelmek için çalışmalarımızı güncelliyoruz.

Akıllı şehirleri konuşuyoruz ama, bu akıllı şehirler ne demektir?
Muhammed Alyürük:
Şöyle açıklamaya çalışayım. Dünyada hayatı etkileyen en önemli konuların başında hızlı nüfus artışı geliyor. 1890’lı yıllarda dünya nüfusu 1.8 milyar civarında iken 2050 yılında 9 milyar gibi bir rakama çıkacağı istatiksel bir bilgiydi. Yine 1800’lü yıllarda %3 olan kent nüfusunun, 2050’ye ulaştığımızda % 70’e ulaşmış olacak. Bu noktada artık adına ister akıllı şehir deyin, sürdürülebilir şehir deyin, yaşanılabilir şehir deyin, bu kıt kaynakların verimli kullanılmasına yönelik işte bu teoriler ve terimler ortaya çıkmaya başladı. Akıllı şehirler de aslında bunlarla birlikte türetilmiş bir kavram. O yüzden biz bugün adına akıllı şehir diyoruz, bazı ülkeler sürdürülebilir şehir diyor, bazı ülkeler yaşanılabilir şehir diyorlar. Önemli olan insan odaklı, yerel yönetimlerin ve şehirlerin daha yaşanılabilir, daha konforlu, hizmetlerin daha erişilebilir hale getirilebilmesi için yapılan çalışmalar başlığı için verilen kavram diyebiliriz.

Türkiye olarak nüfusumuzun yüzde 75 i neredeyse büyük şehirlerde yaşıyor. Akıllı şehirler kavramı altında İstanbul özelinde düşünürsek, ne gibi çalışmalarınız ve yenilikleriniz var?
Muhammed Alyürük: ISBAK olarak açığa çıkmamış ihtiyaçları gidermekle sorumluyuz. İstanbul’da bugün 2100’ün üzerinde sinyalize kavşağımız var. Bunların hepsi tek merkezden kontrol ediliyor, anlık olarak arızaları takip ediliyor ve bunlarla ilgili bütün sistematik bilgiler bir trafik kontrol merkezi üzerinde yürütülür durumda. Biz Türkiye’de ilk defa akıllı sinyalizasyon sistemini istanbulda hayata geçirdik. İstanbul’da yaklaşık olarak 70’in üzerinde sinyal tamamen bilgisayar algoritmasıyla, yani anlık araç yoğunluklarının ölçümü yapıyor, sistem o anda bir trafik süresi üretiyor ve bu trafik süresi değerlerini sahaya uygulayarak sonuçlarını görüyoruz ki yapılan öncesi-sonrası analizlerde biz yaklaşık olarak %30’a varan gecikmelerin engellenmesi ve kuyruk uzunluğunun azalmasını bu sistemler sayesinde görmüş oluyoruz. Diğer kavşaklarımız akıllı değil mi? Onlarında yine kendi algoritması var. Onlar da sensörlü çalışıyorlar. yeşil dalga uygulaması, beraber çalışan looplu sensörlerimiz, çoktan seçmeli planlar gibi bu kavşaklar da aslında yarı akıllı sistemlerle çalışıyorlar. İstanbul’da uzun yıllardan beri trafik kameralarıyla, trafik sensörleriyle, bluetooth sensörleriyle, değişken işaretlerle sürücülere sürekli bilgiler veriyoruz. Bu bilgiler üzerinden de sürücülere alternatif güzergahlar, trafik yoğunluğu, cep telefonunuzdan hangi bölgenin yoğun hangi bölgenin açık olduğu bilgilerine ulaşıyorsunuz. Çevresel açıdan başka bir konuya da vurgu yapmak isterim. Üretilen atıkların bertaraf edilmesinde örneğin İSBAK A.Ş. üzerinden Çevre Koruma Daire Başkanlığımızla birlikte bio enerjinin elde edilmesi söz konusu. Yani sürdürülebilir bir atık yönetimini biz burada kurmuş bulunuyoruz. Enerji alt yapımız ile ilgili İBB üzerinden alternatif enerji kullanımı ve bunların İstanbul’da yaygınlaştırılması gibi bir çok faliyeti İstanbul’da hayata geçirdik ve başka neler yapabiliriz, bu konularda çalışmalarımıza devam ediyoruz.

İstanbul’un resmi kayıtlara göre 14 milyon civarı nüfusa sahip. Bunların tabi ki trafiğe getirdiği bir yük var. Sadece trafik de değil, ulaşım içerisinde düşündüğümüzde bir çok kaleme yük düşüyor. bunların içerisinde en önemlilerinden birisi de enerji. Alt yapı konularında ve enerji ihtiyacı noktasında ne gibi çözümler getirmeyi planlıyorsunuz?
Muhammed Alyürük:

Doğrudur. O yüzden İBB şimdi akıllı şehirlere bakarken, burada tek bir sistem, tek bir uygulama, tek bir mobil çözüm veya tek bir sistem gözüyle bakmıyor. Akıllı şehirler başlı başına bir şehrin yönetimi demek. O şehrin daha önce de söylediğim gibi, erişilebilir ve rahat bir kent hayatını sağladığı bir ortamın sağlanması demek. O yüzden biz İBB ile beraber bir akıllı şehirler yol haritasıyla ilgili bir danışmanlık projesine başladık ve öncelikle bu şehri dünyadaki diğer şehirlere göre nerede olduğu, elimizde mevcut durumda nelere sahip olduğumuz, dünyada akıllı şehirler olarak gösterilen şehirlerin hangi noktalarda olduğuyla ilgili, bir analiz çalışmasına başladık. Yani bugün dünyanın 10 marka şehri içerisinde yer alan, dünyanın ilk 3 akıllı şehiri içerisinde yer alan şehirlerle ilgili çok ciddi bir fizibilite yapıyoruz. Bu fizibilitenin sonrasında bizim istanbul olarak elimizde neler var bunların ölçümlemesi yapıldı. Enerji ile ilgili neler var burada. Herşeyden önemlisi alternatif enerji kaynakları, şehir hayatı içerisinde çok önemli. Ulaşım alanında biz çok uzun zamandan beridir güneş enerjileriyle çalışan sensörler, tafik kameraları ve benzerlerinin alt yapılarını geliştiriyor ve bunları uyguluyoruz.
Benzeri şekilde diğer şirketlerimizin kendi alanlarında alternatif enerji olarak, çöpten, atıktan enerji üretimi gibi teknolojiler bir taraftan devam ediyor ama en önemlisi aslında bireysel araç kullanımını azaltıcı, toplu taşımaya çok ciddi yatırımlar yapıyoruz şu anda. Her yerde metro, her yere metro projesi ile İstanbulun tamamı neredeyse raylı sistem ağıyla örülü durumda. Bizim enerji verimini sağlayabilmek için evet yapılan alternatif enerji çözümleri çok önemli ama bir taraftan da toplu taşıma önceliğini ön plana çıkartıp bunun kullanımının arttırılması ve bireysel araç kullanımının da düşürülmesi planlanıyor.
Metrobüs hattı üzerinde biliyorsunuz şimdi elektrikli araçların kullanımı getirilecek. İETT’nin ve İBB’nin bununla ilgili bir çalışması var. Bu çalışma ile beraber artık toplu taşımada da alternatif enerjinin kullanılması ön plana geçecek. İstanbul’u Türkiyede örnek projelerle kavuşturacak güzel projeler inşallah önümüzdeki dönemde göreceğiz.

Akıllı şehirler içerisine ulaşım girdiğinizde ve bireysel ulaşıma indiğimizde buna üst başlık olarak Akıllı Hareketlilik diyoruz. İstanbul’da bu alanda kesintiye uğrayan noktalar var mı? Var ise bunlarla ilgili sizin projeleriniz nelerdir?
Muhammed Alyürük:
Bizim için şehir canlı bir organizma. Siz herhangi bir şekilde bir alternatif çözüm ürettiğinizde muhakkak ki o canlı organizma içinde aksaklıkların yaşandığı ya da kör noktaların olduğu bölgeler oluşabiliyor. İstanbul sürekli yaptığı projeler üzerine katma değer katan bir şehir ve Akıllı Hareketlilik üzerine de çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl Tübitak ile beraber bir iş birliği yapacağız. Sadece İstanbul için değil Türkiyenin geneli için akıllı hareketlilik üzerine, enerji verimli araçların kullanılması, mobil servislerle kullanıcıların toplu taşımayı, bireysel kullanımı, yürümeyi, bisikleti kullanarak şehrin bir noktasından bir noktasına nasıl entegre halde gidebileceğini, elektrikli araçların dışında şehir içerisinde bisiklet yollarının arttırılması ve elektrikli otobüs kullanımının da sağlanarak bahsettiğiniz yeni linklerin oluşturulması ve bu açığın giderilmesi üzerine güzel bir çalışma olacak bu. Önümüzdeki günlerde bunun lansmanını ve imza törenini yapacağız. Tübitak’ın burada bizim için katkısı çok önemli. Biliyorsunuz elektrikli yerli araç üzerine şu anda ciddi bir yatırım yapıyor ki İBB’de onun kullanımı üzerine önemli bir yolu açmaya çalışacak İstanbul’da. O yüzden hem İBB, hem İSBAK, hem de ülkemiz içerisinde bu alana yatırım yapan kuruluşlarla bir araya gelip ülkemizin ve şehrimizin bu mobilite üzerine yeni projeleri hayata geçirmek için çalışma yapacağız. 2017nin ilk çeyreğinde, hem mobilite ile ilgili hem de toplu taşımanın ön plana çıkartılmasıyla ilgili projeleri lanse edeceğiz.

ISBAK3

İstanbul Elektrikli araç ile 2011 yılında tanıştı. Şehir içi ulaşımla alakalı bu yıl içerisinde ise elektrikli metrobüsü, elektrikli otobüsü ve elektrikli taksi gördük.Artık şehir içi ulaşımda Elektrikli Toplu Taşıma sistemine mi geçiyoruz?
Muhammed Alyürük:
İstanbul Büyükşehir Belediyemiz Ulaşım Daire Başkanlığımızda ciddi bir çalışma yapılıyor. Gelecekte elektrikli araçlar hepimizin kaçınılmazı. Yani şehir hayatı içerisinde öncelikle elektrikli araçları göreceğiz. Daha sonra hep istişare ettiğimiz otonom araçlar hayatımıza girmeye başlayacak. Daha sonra konuşan yollar, konuşan araçlar ve benzeri bir çok teknoloji yavaş yavaş hayatımıza girecek. Bunu her ne kadar şu anda bir film senaryosu gibi düşünsek de aynı 1990lı yıllardaki cep telefonları ve bu akıllı telefonları nasıl gelecekte hayal ediyorsak, bugün kullandığımız gibi gelecekte de otonom araçlar hayatımızda olacak. Bugünlerde İBB geleceğin elektrikli araçlarına yönelik olarak alt yapı çalışmalarını, yani şehrin hangi bölgelerinde şarj istasyonlarının kurulması gerektiği, bu şarj istasyonlarının güç alt yapısının nelere ihtiyaç duyduğu, şehirde araçlar elektrikli olursa, otobüsler elektrikli olursa bunların güç ve yeniden şarjlanmalarının nerelerde yapacakları üzerine bir çalışmayı, Ulaşım Daire Başkanlığımız, İSBAK ve Enerji AŞ olarak yürütüyoruz şu anda. Biliyorsunuz her işin başı planlama. Bu işin planlanmasıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bizim inancımız şu, Elektrikli Araçlar ülkemizde hazır olduklarında İBB’de alt yapı olarak o şarj istasyonlarıyla, elektrik araçların elektrikli otobüslerin şarj olabilecekleri alt yapıyla hazır olacaklar. İlk başta söylediğim gibi, ‘açığa çıkmamış ihtiyaçların giderilmesi’ bugün elektrikli araçları kullanmıyoruz veya şarj istasyonlarına çok fazla ihtiyacımız yok gibi görünmekte ama biz İBB olarak bu açığa çıkmamış ihtiyacı bugünden şehir hayatında kullanımını sağlamaya çalışacağız. İBB çok net bir şekilde alternatif enerji kullanan toplu ulaşım araçlarına, bireysel araçlara ciddi destek ve yatırım yapma konusunda açık ve buna heveslidir. Daha öncede araçların iç yapı sistemleriyle haberleştiği alt yapıları kurduk. İstanbul’da demolarını gerçekleştirdik. Otokar bunu akıllı otobüs olarak açıkladı. Biz de konuşan yollar konuşan araçlar diye bir proje başlığıyla vermiştik. Yani siz bir sinyalize kavşağa gelmeden kaç km hızla giderseniz yeşilde geçeceksiniz diye sinyal sistemi otomatik olarak bu bilgiyi elektrikli araçlara gönderecek, o araçlar da bu bilgiyi alarak o km’ye düştüğünde yeşilden otomatik olarak geçebilecekler. Ya da dediğim gibi yeşil dalga arterine girdiniz ama orada levhayı görme şansınız olmadı. Sistem otomatik olarak bu yolda 60km hızla giderseniz bütün sinyallerden yeşilde geçeceksiniz bilgisini size verecek. O nedenle işte bu emobilitede bu tür uygulamaların ya da toplu ulaşım linklerinin dışında bizim türkçe isim verdiğimiz konuşan yollar, konuşan araçlar projesine inşallah elektrikli araçları da entegre edeceğiz.

Dünyada bir çok firmanın, araç içerisinde geçirdiğimiz zaman ile ilgili Büyük Veriye sahip olmaya çalıştığını görüyoruz. ISBAK olarak, elektrikli otobüste seyahat eden kişiden aldığımız verilerin belediyeye katkısı veya o kişiye katkısı ne olacak, büyük veri ile alakalı?
Muhammed Alyürük:
6 ay önce STM A.Ş. ile bir birliktelik içerisine girdik. İstanbul’da bugün yaklaşık olarak 3 milyonun üzerinde cep trafik kullanıcımız var. Binin üzerinde trafik sensörümüz, 500’ün üzerinde bluetooth sensörümüz, binin üzerinde trafik kameramız 10binlerce noktada kullanmış olduğumuz farklı sensörler yer almakta ve bunlar çok ciddi bir data elde etmektedir. Bunlardan ne tür faydalar elde edilebilir ve bu vatandaşa nasıl bilgilendirme olarak dönüştürülebilir üzerine çalışmalara başladık. Buradaki en önemli başlıklardan bir tanesi şudur; bir vatandaşımız elektrikli otobüste seyahat ederken elde edilen büyük veriler hava durumu bilgisine göre, toplu taşımaların gecikme bilgisine göre, bireysel araç kullanımından oluşan yol yoğunluklarına göre mobil uygulamalarından artık noktadan noktaya özel aracını bir park + R noktasına mı bırakmalı, özel aracını bir toplu ulaşım noktasına kadar mı gitmeli yoksa yürüyerek çıkıp başka bir linkle toplu ulaşımı kullanıp bir noktaya gitmesindeki bilgiyi biz, mobil servisler üzerinden kullanıcılarımıza paylaşmaya başlayacağız.
Bahsettiğimiz yeni dönem projelerimizden bir tanesi, sayın İBB başkanımızın açıklayacağı projelerden bir tanesi bu olacak. Sıkıntılar yok mu elbette var. Çok dağınık verimiz var. İstanbulun bir çok noktasında, bir çok farklı sensörden veriler elde ediliyor ve bunlar alışılagelmiş şekilde çok farklı dağınık noktalarda yer alıyorlar. Bunların konsolidasyonu üzerine İBB projesi var. Yeni bir data center oluşturuyor şu anda. Verilerin konsolidasyonunu bu proje içerisine sağladıktan sonra da anlamlı hale getirmek için yerli büyük projeleri kullanıp bunları vatandaşlar için anlamlı hale gelmiş veri olarak hem web tabanlı uygulamaları üzerinden, hem de araç içerisindeki bilgilendirme noktalarından vermeye başlayacağız.

ISBAK5

Bahsettiğimiz bu alanlarda yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımız var. Siz o noktada konumlandıran yönlendiren ve gözeten paralel yürüyen bir işletmeci mi olacaksınız, yoksa doğrudan işin içerisinde üretim ya da satın alma olarak mı yer alacaksınız?
Muhammed Alyürük:
Şunu net söyleyeyim, biz İBB iştirakleri olarak dışa bağımlı olduğumuz yani yerli üreticinin yer almadığı noktalarda aksiyon alan kurumlarız. Eğer ki ülkemizde şarj istasyonları, elektrikli araç üretimi konusunda, büyük veri sistemleri ve bunların geliştirilmesi konusunda yerli üreticimiz varsa biz bunları kullanan bir kurumuz. Bu nedenle kurumumuza her zaman bir sistem entegratörü gözüyle bakıyoruz. Fakat buradaki regülasyonlar en büyük problem. Ülkemizde yaşadığımız bu problemlerden bir tanesi de birlikte çalışabilirliktir.

Örneğin farklı firmalar farklı noktalara elektrikli araç istasyonu kurduğunda, biz bunlardan bir veri elde edip bunları toplayıp konuşturmak istediğimizde, malesef bunlar arasında iletişim kurulamıyor ve biz daha sonra bunları entegre hale sokabilmek için çok ciddi mücadeleler veriyoruz. O nedenle hem İBB hem de devletimizin ilgili kurumları, regülasyonlar konusunda aktif rol alıp, yerli üreticinin sistem entegratörü olarak yer aldığı noktada, belediyemiz sistem entegratörü, iştiraklerimiz sistem entegratörü olacak. Yerli üreticiler burada çözüm üretecekler ve bunlarla sahaya uygulamalar yaparak, regülasyonları düzenleyerek bunları doğru bir şekilde kullanmaya çalışacağız. Fakat amacımız her zaman şu, biz öze sektörle mücade eden bir kurum değiliz. Biz her zaman özel sektörün önünü açan, kobilere destek olan, hatta kobilerin yerli olarak ürettiği bir şekilde ülkemizde konumlandıramadığı ürünlerin önünü açacak şekilde sistemde yer alan bir pozisyondayız.
O nedenle sorduğunuz sorunun net cevabı; yerli üreticiler oldukça, her zaman yerli üreticileri kullanacağız, konumlandıracağız. Yerli üreticilerin olmadığı, yurt dışına bağımlı olduğumuz konularda ise Tübitak, Aselsan, Havelsan gibi kurumlarımızla bir araya gelip önce yerli üretimin önünü açıp sonra kobilerimize açılmış yeni bir alan teslim etmek üzere görev almaya çalışacağız.

istanbul-trafik,q4DaSgLsJUWUmsaaYa4Wfg

Son sorum belki de konuştuğumuz konuların en önemlisi, güvenlik. Sanal güvenlik noktasında açıklar olacak. Bu açığı değerlendirmek isteyen de dışarıda kişiler. Bu güvenliği nasıl sağlayacaksınız? Özellikle araçların, şarj noktalarının uzaktan müdahalesi ve güvenliği konusunda?
Muhammed Alyürük:
Güvenlik denilince ilk akla gelen şey siber güvenlik.Çünkü günümüzde verinin altın madeni gibi değerli bir hale geldiği noktada, bu verinin uygunsuz kullanımı ya da anlamsız müdahalelerle kötü amaçlara kullanımı söz konusu. O nedenle ülkemizde siber güvenlik konusunda çok ciddi çalışmalar yapılmaya başlandı. Biz de İBB olarak bunlara entegre olmaya çalışıyoruz. STM ile yaptığımız anlaşmamızda, siber güvenlik anlaşması da söz konusudur. Aynı askeri sistemlerinde olduğu gibi savunma her zaman yeterli bir güvenlik, çözüm değil. O nedenle savunmanın ötesinde siber güvenlik manasında bizim de atak pozisyonda olmamız gerekiyor. Yani bir saldırının nereden gelebileceğini, saldırının saldırıdan sonra önlemini almak değil onlarla ilgili çok ciddi hackerlerin yer aldığı çeşitli networklar var. Biz de uzmanlarımızı buraya bir hacker gibi yerleştirip hangi saldırının nereden gelebileceği, ne zaman düzenlenebileceği, kimler tarafından düzenlenebileceği gibi çalışmalarla biz de bu networkun içerisinde yer alıp daha saldırı gelmeden onu önleyecek çalışmalar yapacak şekilde aksiyonlar almaya çalışıyoruz. O nedenle şu bir gerçektir ki hiç bir zaman bütün sistemlerimiz güvenlidir, biz her şeyin önlemini aldık gibi bir şey söylemek mümkün değil. Bugün elektrikli şarj istasyonlarını üretmediğimizi düşünelim, yurt dışından satın alıp kurduk. Aldığımız istasyonun bütün siber güvenlik açıkları artık bizim açıklarımız olur. O firmanın üretmiş olduğu bütün arka kapılar, o firmanın üretmiş olduğu görmediği bilmediği bütün açıklar bizim açıklarımız olur. O nedenle biz yerli milli olarak ürettiğimiz çözümleri kendi açıklarımızı kapattığımız şekilde üretmek zorundayız. Artık siber güvenlikte sadece savunma değil benzeri sistemlere karşı bizim de ataklar düzenleyerek aslında nerelerin açık olduğunu bulabildiğimiz şekilde aksiyon almamız gerekiyor.
Ancak başta da söyledim, unutulmaması gereken bir şey var. Bu tarz sistemler her zaman yeni nesil geliştirmelere açıklar ve her zaman da muhakkak yapılan çalışmalar sonrası bir açığını bulmak söz konusu olabilir. Bunları en düşük seviyeye getirmek, en güvenli hale getirmek için internete açılmadan kapalı devre haberleşme sistemlerinin oluşturulduğu, sadece birbirleriyle konuşan güvenli sistemleri oluşturmak için de alt yapının çalışmaları devam ediyor.

ISBAK4

Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Muhammed Alyürük:
İstanbul binlerce yıllık tarihe sahip, çok eski medeniyetlerin yaşadığı bir kent. Bugün dünyada 25 marka şehir arasında yerini almış, dünyanın en önemli 20 ekonomisi içerisinde yer alan bir şehir. Bu nüfusuyla dünyadaki 150 ülkeden daha yoğun bir nüfusa sahip. O nedenle bu kentin içerisinde yapılan faaliyetleri ve çalışmaları her zaman daha üst noktaya getirebilmek için çalışıyoruz. İBB’nin de bu açıdan 2024 vizyonu İstanbul’umuzu dünyanın 10 marka şehri arasına sokabilmek ve dünyanın en yaşanılabilir kentleri arasında gösterebilmektir. Bunun için de İSBAK faliyetlerine hız kesmeden devam edip, yerli milli üretim odaklı, kobilerini kullanan, çözüm ortaklarını kullanan, birlik ve beraberlik içerisindeİ stanbul’u ve Türkiye’yi ileriye taşıyacak olan çalışmalarına hız kesmeden devam edecektir.
TEHAD ve Electric Hybrid Cars Dergisi olarak, verdiğiniz detaylı bilgiler için teşekkür ederim.  

ISBAK röp

 

#MuhammedAlyürük #BerkanBayram #ISBAK

 

Bir yanıt yazın