GenelHaberlerManşet

Ülkemiz adına tehditlerden fırsat çıkartma zamanıdır!

Türkiye olarak son 1 ay içerisinde karşı karşıya kaldığımız tehditler ve şantajları doğru değerlendirmeli, ortaya çıkan tabloyu doğru okumalıyız. Artık başkaları tarafından yazılan hikayeleri okuyan değil, Hikaye yazan ülke olmak zorundayız. 2023 vizyonumuza, Elektrikli Araçları daha fazla geç kalmadan almak zorundayız. 

TURKEY & TESLA

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Platformu ( TEHAD ) olarak, geçtiğimiz yıl elektrikli ve hibrid araçların artış hızını gösteren rapor yayınlamıştık. Bu rapora göre, dünya elektrikli otomobil pazarını 2 ülke domine ediyor. ABD ve Çin. Avrupa’da ise pazar payları açısından Norveç, İsveç, Almanya ve Hollanda’yı görüyoruz. Yıllık satış rakamlarına baktığımızda ise ABD ve Çin’de geçtiğimiz yıl 700 bin adete ulaşan Elektrikli ve Hibrid otomobil satışı gerçekleşmiş. Avrupa’da ise bu yılın sadece ilk 6 ayında 184,910 adet Elektrikli ve Hibrid otomobil satışı gerçekleşti. Bu rakam geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %39’luk bir artışa denk gelmektedir.

< Avrupa Satış Rakamları, Ocak – Haziran 2018 ) 

2011 yılında tüm dünyada sadece 45bin adet araç satışının olduğunu değerlendirirsek, rakamların her geçen yıl katlanarak arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu gerçeği gören Avrupa ve dünya devletleri 2030’lu yıllara Elektrikli Ulaşım hedeflerini koymuş durumda. Sıfır emisyon oranına sahip, çevreye karbon salımı yapmayan, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltıcı projelerini uygulamaya başladılar. Görünen o ki, 2030 yılına kadar Avrupa ülkeleri genelinde %70 oranında tamamen Elektrikli Ulaşıma geçilmiş olacak.

fig 1 - elektrikli oto

Bizim de bu konuda hedefimiz olmalı, 2023 yılı yol haritamız içerisinde yer almalıdır.
Devlet idaresinde örneğin; ‘2023 yılı itibariyle Resmi Hizmetlerde kullanılmak üzere satın alınacak tüm araçların, Elektrik motoruna sahip araçlar olma zorunluluğu‘ getirilmelidir. Yerel yönetimler, 2023 yılına kadar belediye hizmetlerinde ve özellikle toplu taşımacılıkta kullanmak üzere alacağı yeni araçlar için yönetmeliklerinde düzenlemeler yapmalı, alınacak araçların belli bir oranının Elektrik motoruna sahip olması zorunlu kılınmalıdır.

Bu açıdan Türkiye’nin Milli Projesi olan Elektrikli Otomobil üretimi, rastgele alınmış bir karar değildir. Projeksiyonların ve üretim biçimlerinin değişmesine paralel olarak uzun vadeli bakış açısıyla planlanmış bir projedir. Bu projenin hayata geçirilmesi demek, hem yurt içinde hem de bölgemizde teknolojik hamle olarak değerlendirilecektir. Ayrıca, Elektrikli ve Hibrid Araçlara yapılacak teşvikler ile yeni teknolojilerin getireceği olanaklar Yeni İstihdam alanlarını açacaktır.
Bu alanlar;
– Elektrikli araç paylaşım sistemleri
– Elektrikli araç dönüşüm istasyonları
– Şarj istasyonları
– Yazılım teknolojisi
– Pil / Batarya teknolojisi
– Seyyar ve kablosuz şarj istasyonları
– Pil / Batarya değişim istasyonları
– Solar panelli şarj istasyonları
– Araç tavanı (özellikle şehir içi otobüslerde) solar panel uygulamaları
– Cep telefonu uygulamaları
– Ömrünü tamamlamış bataryaları işleme tesisleri
– Enerji depolama sistemleri…

fig 2 - elektrikli oto pil batarya

Yukarıda saydığımız, bugün itibariyle Türkiye üretim sistemlerine yabancı ama hiç de uzak olmayan bu yeni istihdam alanlarının gelişmesi, bu iş kollarının işletilmesi, pazarlanması, servis hizmeti sunulması ve üretimi gibi modeller, otomotiv sektörüne 1 milyon kişiye ulaşabilecek yeni iş gücü alanının açılmasına ön ayak olacaktır.

Türkiye artık en azından Elektrikli Otomobil konusunda lider üretici konumunda adını dünya ligine yazdırmak zorundadır.

 

Saygılarımla,

Berkan Bayram
TEHAD

15.08.2018

[divide style=”3″]

 

Bir yanıt yazın