TEHAD Görüşü – Emisyon Mevzuatı hakkında
01 Ağustos 2019
Konu: Sanayi Bakanlığı Tebliğ
İlgi: 25269672-010.05 sayılı Sanayi Bakanlığı yazısı
T.C.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
Sanayi ve Verimlik Genel Müdürlüğü,
AB ülkeleri tarafından yöntem ve uygulaması belirlenmiş olan RDE testleri, öncelikli olarak şehir içi yoğun halk yaşamı üzerindeki sağlık etkisi ve çevreye saldığı zararlı egzoz gazlarında limitleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Bakanlığınız ön yazısında belirttiğiniz gibi; RDE mevzuatının diğer bir amacı da, emisyon manipülasyonlarının önüne geçmek adına hukuki ve teknik zemini oluşturmasıdır.
Bu amaç doğrultusunda 13 Ağustos 2017 tarihinde yayımladığınız, RDE mevzuatının AB ülkeleri ile eş zamanlı olarak hayata geçirilmesi konusundaki tebliğ, bir bakıma Türk otomotiv sektörüne ‘hazır olunması’ adına verilmiş bir tarihtir. Dolayısıyla; halk sağlığı ve çevre ile ilgili endişelerin yanında, yeni ulaşım teknolojilerinin de (Elektrikli ve Hibrid Araçlar) gündemde olduğunu göz önünde bulundurursak, Avrupa’daki bir çok otomotiv üreticisinin neden ‘dizel’ motorlu araç üretimlerini sonlandırma kararı aldıklarına cevap verebiliriz.
Avrupa Birliği sınırları içerisinde konuya bu kadar hassasiyetle ve önem verilerek yaklaşıldığına göre, ülkemiz insanlarının da bu hassas sınırları hak ettiğini düşünmekteyiz. Çünkü, AB ile eş zamanlı bir geçiş yapmadığımız durumda ortaya çıkması muhtemel manzarayı özetlemek gerekirse;
Ülkemizde otomobil üretimi yaparak Avrupa’ya ihraç edilen modeller AB’nin istediği standartları karşılarken, aynı fabrikadan ülkemiz iç pazarına yönelik üretilen yine aynı modeller halk sağlığını tehdit eden zehirli egzoz gazı emisyonlarına sahip olacaktır.
Bahsi geçen ‘ek üretim maliyetleri‘ konusunun ise belirtildiği gibi bir rakama sahip olmasının mümkün olmadığı gibi, halk sağlığının uzun vadede devlet üzerine getireceği ek sağlık harcamaları çok daha yüksek olacaktır.
TEHAD olarak, ortaya çıkacak böyle bir durum senaryosuna, izin verilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz.
Ayrıca, otomotiv sanayimize 2 yıl öncesinden duyuru yapıldığı halde, dönüşüm konusunda yeterli süreye sahip olduğumuz gerçeği karşısında, AB ülkeleri bu uygulamaya geçmeye hazır iken, uygulamanın devreye alınacağı tarihe az bir süre kala itiraz edilmesi ve erteleme talepleri, profesyonel iş ahlakına uymayan, sektörümüz adına utanç verici bir durumdur.
En önemlisi, yukarıda değinmeye çalıştığımız ‘ikinci sınıf halk’ manzarasını ortaya çıkartacak kararın altına imza atarak, halk sağlığını riske atacak ve vicdanları rahatsız edecek durumun ortaya çıkmasına göz yumamayız.
13 Ağustos 2017 tarihinde yayımladığınız tebliğe bağlı kalınmasının ve erteleme yapılmamasının gerektiğini düşünmekteyiz.
Görüşlerinize arz ederim.
Saygılarımla,
Berkan Bayram
TEHAD Kurucu Başkanı
[divide style=”3″]