Sürücüsüz Otomobil teknolojisinin önündeki engel Nedir?
ABD başkanı Obama yaptığı son Ulusa Sesleniş konuşmasında, Sürücüsüz Otomobillere’de vurgu yaptı.
Peki Sürücüsüz Otomobil teknolojisinin önündeki engel Nedir?
Kendi kendini süren otomobil Otoyol pilotu, beş yıl sonra yollarda.
Otonom sürüş, son derece güvenilir bir teknoloji gerektiriyor. Bosch teknolojisi, test araçlarında yapay zekanın önünü açıyor. Kamu yollarında 10.000 kilometrenin üzerinde test sürüşü tamamlandı. Yasal çerçevenin, teknolojik gelişmelerin hızına yetişmesi gerekiyor. Otomasyonun artması, Almanya’daki kazaları üçte bir oranında azaltacak.
Sürmek veya sürülmek?
Bosch, sürücülere bu ikisi arasında bir seçim sunacak teknolojiyi sağlamanın sadece birkaç yıl uzağında. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, “Otoyol pilotlarımız sayesinde, 2020 yılında yüksek derecede otonom araçların otoyollarda tek başlarına gittiğini görebileceğiz.” diyor. Yüksek derecede otonom sürüşte araç, geçici olarak sürüş görevlerinin tüm sorumluluğunu alıyor. Hoheisel, “Otomobil şoför, sürücü de yolcu olacak.” diyor. Bu, yollardaki güvenliği arttırıyor, ancak teknik güvenlik konusunda da yüksek talepler getiriyor. Ayrıca, araç mimarisinde temel değişiklikler gerektiriyor. Hoheisel, “Teknolojinin geliştirilmesi devam ettiği sürece Bosch iyi bir pozisyonda olacak.” diyor. Bununla birlikte, hükümetlerin otonom sürüş için gerekli olan yasal çerçeveyi belirlemesi de aynı derecede önem teşkil ediyor. Hoheisel, “Mevzuat, teknik olarak mümkün olan şeye ayak uydurmalıdır.” diyor.
Yasal gereksinimler: hükümetlerin ve derneklerin harekete geçmesi gerekiyor
Yüksek derecede otonom sürüş, kanunlarda değişiklikler olmazsa hayata geçemez. Sürücülerin her zaman için araçlarının kontrolünü sağlamaları gerektiği emrini veren 1968 tarihli Viyana Karayolu Trafik Sözleşmesi ile getirilen bir yasal kısıtlama bulunmaktadır. Şu ana kadar bu kısıtlama, yüksek derecede otonom sürüşe imkan vermedi. Yine de hem Almanya hem de diğer pek çok ülke için geçerli olmak üzere, yönetmeliklerde değişikliklerin meydana gelebileceği yönünde işaretler var. Olasılıklardan bir tanesi, sürücünün istediği zaman engel olabildiği veya devre dışı bırakabildiği sürece otonom sürüşe izin verebilir. Bu istisnaya izin vermek üzere yönetmeliklerin ne şekilde revize edileceği konusunda tartışmalar yakın. Düzenleyici kanundan ayrı olarak, araç lisanslama kanunu da ayrı bir engel teşkil ediyor.
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu’nun (UNECE) R.79 sayılı yönetmeliği, direksiyona otonom müdahalede sadece saatte 10 kilometre hız limitine kadar izin veriyor. Bugüne kadar, bunu değiştirme konusunda sadece isteksiz girişimlerde bulunuldu. Ancak gayri resmi bir UNECE çalışma grubu, bu konu üzerinde çalışıyor.
Hoheisel, “Hükümetlerin ve derneklerin kısa bir süre içerisinde doğru hamleyi yapacağından kesinlikle eminiz.” diyor. Bunu takiben, geriye kalan tek sorun onay: mevcut yöntemler kullanıldığında, bir otoyol pilotu sisteminin üretimine başlamadan önce milyonlarca kilometrelik testi tamamlaması gerekiyor. Bosch, şu anda simülasyona çok daha fazla dayanan yeni yaklaşımlar üzerinde çalışıyor.