GenelHaberlerManşetMevzuat

Sanayi Bakanlığı, emisyonda geri adım atmadı

Avrupa’da olduğu gibi ülkemiz otomotiv sektörünü de yakından ilgilendiren ve otomobil / hafif yolcu/ ticari araçlardan çıkan emisyon seviyeleriyle ilgili düzenlemelerin yürürlüğe giriş tarihlerinde değişiklik öngören tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni tebliğe göre, bir aylık uyum döneminin ardından 1 Ekim 2019 tarihi itibariyle yeni emisyon seviyelerine geçilecek. Buna göre; otomobillerde 6b emisyon seviyesinden 6d-TEMP emisyon seviyesine, hafif ticari araçlarda ise 6b emisyon seviyesinden 6c emisyon seviyesine geçiş yapılacak.

resmi-gazete-2

< ilgili resmi gazete sayısı >

Araçlarda emisyon sevileri değişiyor
Otomotiv sektörünü yakından ilgilendiren ve otomobiller ile hafif yolcu/ticari araçlardan çıkan emisyon seviyeleriyle ilgili düzenlemelerin yürürlüğe giriş tarihlerinde değişiklik öngören tebliğ, Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni tebliğe göre, bir aylık uyum döneminin ardından 1 Ekim 2019 tarihi itibariyle yeni emisyon seviyelerine geçilecek. Buna göre; otomobillerde 6b emisyon seviyesinden 6d-TEMP emisyon seviyesine, hafif ticari araçlarda ise 6b emisyon seviyesinden 6c emisyon seviyesine geçiş yapılacak.

Süreç 2009 yılında başladı
2009 yılında çıkartılan SGM-2009/22 sayılı tebliğle otomobil ile hafif yolcu/ticari araçlardan çıkan emisyonlarla ilgili düzenleme yapıldı. 2017 yılında ise araçlardan gerçek sürüş şartlarında (RDE) çıkan emisyonlarla ilgili düzenleme getirilmişti.
1 Eylül son tarihti
Bu iki düzenleme ile 1 Eylül 2019 tarihi itibariyle otomobillerde 6b emisyon seviyesinden 6d-TEMP emisyon seviyesine, hafif yolcu/ticari araçlarda ise 6b emisyon seviyesinden 6c emisyon seviyesine geçiş yapılması öngörüldü. Bazı otomotiv üreticisi firmalar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurarak, bu tarihte ertelemeye gidilmesini talep etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da üretici firmaların taleplerini dikkate alarak, hazırladığı taslak değişikliğini ilgili tüm kesimlerin görüşüne sundu. 

Bir aylık geçiş süresi
Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ değişikliğine göre, yeni emisyon seviyeleri 1 Ekim 2019’da yürürlüğe girecek. Otomotiv üreticisi firmalara, bir aylık geçiş süresi tanınacak. Tebliğ değişikliğine göre, 1 Ekim 2019 tarihi itibariyle otomobillerde 6b emisyon seviyesinden 6d-TEMP emisyon seviyesine hafif ticari araçlarda ise 6b emisyon seviyesinden 6c emisyon seviyesine geçiş yapılacak.

Emisyon AB normları

“O karar ertelenmezse otomotiv çöker” dediler

İlgili kesimlerden görüşleri toplayan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, erteleme talebi üzerinde bir mutabakat oluşmadığını gördü. Bunun üzerine Bakanlık, otomotiv üreticisi firmalara; yeni duruma uyum sağlamaları ve bu süreçten olumsuz etkilenmemeleri amacıyla geçiş süreci vermek üzere bir tebliğ değişikliği hazırladı. Karar ile ilgili Sanayi Bakanlığının görüşe açtığı süreçte, Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) başkanı Haydar Yenigün, “yeni emisyon müktesebatı’na geçişi 1.5 yıl daha ertelemek istediklerini duyurmuş”, bu karar ertelenmezse otomotiv sektörünün çökeceğinden bahsetmişti.
Konuyla ilgili TEHAD Başkanı Berkan Bayram:
Bakalım sektörümüz şu anki durumundan daha kötü bir seviyeye mi düşecek veya orta – uzun vadede bölgenin parlayan yıldızı konumuna mı yükselecek? Gelişmiş ülkeler seviyesinde kanunlarımız ve üretimimiz olduğu sürece, sektörümüz hem rekabet edebilir seviyede hem de kaliteli üretim sürecinden geride kalmayacaktır.” dedi.

[divide style=”3″]

TEHAD’ın konu ile ilgili Sanayi Bakanlığına sunduğu görüş:

01 Ağustos 2019

Konu: Sanayi Bakanlığı Tebliğ
İlgi: 25269672-010.05 sayılı Sanayi Bakanlığı yazısı

T.C.
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
Sanayi ve Verimlik Genel Müdürlüğü,

AB ülkeleri tarafından yöntem ve uygulaması belirlenmiş olan RDE testleri, öncelikli olarak şehir içi yoğun halk yaşamı üzerindeki sağlık etkisi ve çevreye saldığı zararlı egzoz gazlarında limitleri belirlemeyi amaçlamaktadır. Bakanlığınız ön yazısında belirttiğiniz gibi; RDE mevzuatının diğer bir amacı da, emisyon manipülasyonlarının önüne geçmek adına hukuki ve teknik zemini oluşturmasıdır.

Bu amaç doğrultusunda 13 Ağustos 2017 tarihinde yayımladığınız, RDE mevzuatının AB ülkeleri ile eş zamanlı olarak hayata geçirilmesi konusundaki tebliğ, bir bakıma Türk otomotiv sektörüne ‘hazır olunması’ adına verilmiş bir tarihtir. Dolayısıyla; halk sağlığı ve çevre ile ilgili endişelerin yanında, yeni ulaşım teknolojilerinin de (Elektrikli ve Hibrid Araçlar) gündemde olduğunu göz önünde bulundurursak, Avrupa’daki bir çok otomotiv üreticisinin neden ‘dizel’ motorlu araç üretimlerini sonlandırma kararı aldıklarına cevap verebiliriz.

Avrupa Birliği sınırları içerisinde konuya bu kadar hassasiyetle ve önem verilerek yaklaşıldığına göre, ülkemiz insanlarının da bu hassas sınırları hak ettiğini düşünmekteyiz. Çünkü, AB ile eş zamanlı bir geçiş yapmadığımız durumda ortaya çıkması muhtemel manzarayı özetlemek gerekirse;

Ülkemizde otomobil üretimi yaparak Avrupa’ya ihraç edilen modeller AB’nin istediği standartları karşılarken, aynı fabrikadan ülkemiz iç pazarına yönelik üretilen yine aynı modeller halk sağlığını tehdit eden zehirli egzoz gazı emisyonlarına sahip olacaktır. 

Bahsi geçen ‘ek üretim maliyetleri‘ konusunun ise belirtildiği gibi bir rakama sahip olmasının mümkün olmadığı gibi, halk sağlığının uzun vadede devlet üzerine getireceği ek sağlık harcamaları çok daha yüksek olacaktır.
TEHAD olarak, ortaya çıkacak böyle bir durum senaryosuna, izin verilmemesi gerektiğini düşünmekteyiz. 
Ayrıca, otomotiv sanayimize 2 yıl öncesinden duyuru yapıldığı halde, dönüşüm konusunda yeterli süreye sahip olduğumuz gerçeği karşısında, AB ülkeleri bu uygulamaya geçmeye hazır iken, uygulamanın devreye alınacağı tarihe az bir süre kala itiraz edilmesi ve erteleme talepleri, profesyonel iş ahlakına uymayan, sektörümüz adına utanç verici bir durumdur.

En önemlisi, yukarıda değinmeye çalıştığımız ‘ikinci sınıf halk’ manzarasını ortaya çıkartacak kararın altına imza atarak, halk sağlığını riske atacak ve vicdanları rahatsız edecek durumun ortaya çıkmasına göz yumamayız.
13 Ağustos 2017 tarihinde yayımladığınız tebliğe bağlı kalınmasının ve erteleme yapılmamasının gerektiğini düşünmekteyiz.

Görüşlerinize arz ederim.
Saygılarımla,

Berkan Bayram
TEHAD Kurucu Başkanı

[divide style=”3″]

 

Bir yanıt yazın