Elektrikli Otomobilde ÖTV artışı gözden geçirilmeli
İlk kez 2011 yılında yürürlüğe giren ve 10 yıldır devam eden elektrik motoruna sahip araçlara uygulanan ÖTV oranlarında artışa gidildi. Elektrikli otomobilin sahip olduğu elektrik motorunun kW gücüne göre belirlenen ÖTV oranları, yapılan artış ile %400’ü buldu. Dünyadaki otomotiv sektörünün yaşadığı değişime uymayan bu kanun, ülkemizi zor bir konuma soktuğu bir gerçektir. Özellikle elektrikli otomobil sektörü ile beraberinde oluşacak yan sektörlerin yapacağı yatırımları ve satış rakamlarını olumsuz etkilemesi mümkündür. Bu kanun tekrar gözden geçirilmeli ve ihtiyaç talebi tekrar değerlendirilmelidir. Ülkemizin ihracat lokomotifi otomotiv sektörünü ilgilendiren bu tarz kanuni düzenlemelerde, öncelikle Otomotiv Üst Kurulu tavsiye metinlerinin dikkate alınması, bunun için de ülkemizde bu tarz bir kurulun hızlıca oluşturulması gereklidir.
TEHAD Başkanı Berkan Bayram bugün katıldığı programda, uygulamaya alınan yeni ÖTV düzenlemesi ile ilgili olarak Best FM’de otomotiv gazetecisi Emre Özpeynirci’nin sorularını yanıtladı. Berkan Bayram’ın kanuna ilişkin görüşleri ve yaptığı konuşma dökümü alttaki gibidir:
” Sevgili Emre, yıllardır söylerim, bugünün çocuklarının yarın ilk satın alacakları otomobil elektrikli olacak. Bugün konuştuğumuz kanunu hazırlayan Maliye bürokratlarının emekli olduklarında binecekleri belediye otobüsü de %100 elektrikli olacak. Peki sorumuz şu; yarının bu ulaşım araçlarını kim üretecek?
Yerli üretim mi olacak, yoksa ithal elektrikli araçlar mı olacak?
İşte malesef bu ötv artışı bizim yerli üretim elektrikli araç sektörümüzü daraltıyor.
Biliyorsun dün ihracat rakamları açıklandı. Otomotiv sektörü yine ihracatımızın lideri oldu. Fakat dikkatinizi çekerim, ihracat yaptığımız ülkelerin ilk sırasında Almanya geliyor. Bizim otomotiv üretimimiz konvansiyonel ağırlıklı, yani fosil yakıtlı ağırlıklı diyebiliriz. Fakat en büyük müşterimiz artık konvansiyoneli sonlandırıyor. Kendi ülkesinde dizel motorlu araç üretimlerini yasaklıyor. Yani yarın, siz bu ülkeye konvansiyonel otomotiv ürünü satamayacaksınız. Çünkü alan kimse olmayacak.
Ayrıca, ihracat yapılan ülkelerdeki üretim aşamasında kaynaklanan emisyon oranları da sorulmaya başlanacak. Yani, en iyi ürünü ortaya koysanız da, müşteri artık bu ürünün karbon ayak izini de soracak. Bilmiyorum anlatabildim mi, mesele sadece elektrikli otomobil olmaktan çıktı, büyük bir sıfır emisyon hedefli sanayileşmeye doğru gidiyor. İşte buradaki kritik itici güç ise, elektrikli otomobil. Bu yüzden Avrupa bu sektörü teşvik ediyor, elektrikli otomobil satın aldığınızda üzerine para veriyor. ÖTV’sini, KDV’sini sıfırlıyor. Şehir içi kullanımda elektrikli otomobile pozitif ayrımcılık yapıyor.
Düşünebiliyor musun Emre, gündüz sayın Cumhurbaşkanımız milli kaynaklarla üretilen elektrikli otobüsün tanıtımını yapıyor, test sürüşüne katılıyor. Aynı günün gecesinde elektrikli araçlara vergi artışı çıkıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Böyle bir kararı, Maliye Bakanlığı uzmanlarının gelir artırıcı yöntemlerden biri olarak görüp, sıradan bir kanun maddesi olarak çıkartmış olabilmesini, kabul edemeyiz. Bu kişilerin değil, ülkemizin sorunu. Halen daha elektrikli araç sektörünü tam olarak anlamamış olabiliriz. Mesele sadece otomobil kullanmak değil, elektrikli otomobil sadece bir tüketim malı değildir.
Yani, burada yeni bir sektörün doğuşuna tanıklık ediyoruz.
Bunun farkına varmamız lazım. Cumhurbaşkanımız bunun farkındadır. 2011 yılında ülkemizde üretilen ilk elektrikli otomobil modeli Fluence ZE’nin desteklenmesinden, Temsa elektrikli otobüse, DMA’nın elektrikli traktörüne kadar desteklemiştir. Bunları göz ardı edemeyiz. Lütfen bu kanun çalışmasını hazırlayan Maliye Bakanlığı uzmanları da bunun farkına varsın!
Bu sektör, büyük bir ekosistemin birlikte büyümesi ve gelişmesi anlamına geliyor.
Otomobil ile birlikte şarj istasyonları da gelişiyor. Akü-batarya teknolojileri, otonom sürüş ve yeni teknolojiler yani IoT, yapay zeka, artırılmış sanal gerçeklik teknolojileri... Hatta solar panel ve rüzgar santralleri . Neden, çünkü elektrikli araçların enerji talebi bu yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmak zorunda. Artık kömür bitti. Artık fosil yakıt bitti. Dolayısıyla tüm bu yeni sektörler, ayrıca yatırım alanı anlamına geliyor.
Örnek vereyim sevgili Emre, ülkemizde 10 yıl önce sadece 4 şehrimizde şarj istasyonu vardı. Gerçekten de 10 yıl önce elektrikli otomobil ile şehir dışına çıkmak pek mümkün değildi. Günümüzde artık tüm illerimizde, 81 ilde şarj istasyonumuz var. Bu yatırımlar nasıl oldu acaba? Firmaların hangi projeksiyonuna dayanılarak yapıldı? Bunu iyi anlamak lazım. Ve tüm bu yatırımlar firmaların öz kaynakları ile yapıldı.
Acaba tüm bu sistemin içerisinde elektrikli otomobilin nasıl bir rol oynadığının, Maliye Bakanlığı uzmanları farkında mıdır?
Asıl büyük resmi görebiliyorlar mı?
Elektrikli otomobil sektörünün, peşinden getireceği katma değerin, istihdam ve sanayi gelişmesinin farkındalar mı?
Elektrikli ulaşım sektörü bugünün ve yarının, ülkeler arasındaki gelişmişlik ve zenginlik seviyesini belirleyecek yegane güçtür. Bu güce sahip olmak zorundayız. Ama bu tür kanunlar ile bunu başaramayız. Uzun vadeli strateji ve planlar ile ilerlemek durumundayız. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın bu sektöre bakışına hepimiz şahidiz. Böyle bir kanunun büyük tahribat yaratacağını değerli bakanlarımızın, bakanlık uzmanlarının da görmesi gerekiyor.
Ne yapılması gerekiyor?
– Hızlıca atılması gereken ilk adım: Hali hazırda yürürlükte olan ve kW (kilowatt) değeri üzerinden ÖTV oranlarının belirlendiği güç değerleri revize edilmeli. Elektrikli otomobil özelinde yapılan vergilendirme 2011 yılında yürürlüğe girmişti. Dünyadaki elektrikli otomobil üretimleri baz alınarak yaptığımız kanun değişikliğiydi. 10 yıl önce 85kW altı ve 120kW üstü olarak belirledik. Oysaki günümüzde artık elektrikli otomobiller 150 – 200- 300kW elektrik motoruna sahipler. Bu yüzden bizim 10 yıl önce belirlediğimiz ÖTV aralığı çok dar kapsamda kaldı. Ben de dün, bu kanun maddesi tüm gündemi değiştirdiğinde, 320kW güce sahip premium bir markanın elektrikli otomobilini test ediyordum. Fakat C segmentini temsil eden bir diğer elektrikli modelimiz de 125kW güce sahip. Aynı segmentte olmayan ve aralarında 1 milyon TL fiyat farkı olan 2 modelin ÖTV’si aynı kaldı.
– İkinci atılması gereken adım ise: Hızlıca bu kanun maddesinin belli bir süre ertelenmesi olmalıdır ve bu zaman zarfında da Maliye bürokratları ilgili tarafları davet etmeli, tüm paydaşlardan görüş almalıdır. Bunun için Otomotiv Üst kurulu oluşturulmalıdır. “
Yazar Hakkında
İlgili Yazılar
Yorum Yapın
You must be logged in to post a comment.